5 Temmuz 2025, Cumartesi
06:05

AŞÜRE NEDİR? KİMİN GELENEĞİDİR

   AŞÜRE NEDİR?  KİMİN GELENEĞİDİR
Tülay Dikmen Yazdı...

 

AŞÜRE NEDİR?

KİMİN GELENEĞİDİR?

 

Geçen hafta Hicri yılbaşı konusunda "AŞÜRE GÜNÜ" başlığını bu haftaya bırakmıştım.

 

Bugün Hicri:Muharrem-9

Yani İslâmi ritüellere göre yarın "AŞÜRE GÜNÜ"!

 

Nedir Aşüre Günü?

Aşüre pişirmezsek ne olur?

Dîni temeli neye dayanır?

 

Yukarıda yazdığım cümlede koyu puntolarla yazdığım gibi bu sadece bir RİTÜEL!

 

"AŞÜRE GÜNÜ" İSLÂMİ YANİ; NE KUR'AN

 

NE SÜNNET DAYANAĞI OLMAYAN BİR GÜNDÜR!

VE "AŞÜRE" ADIYLA PİŞİRİLEN TATLI DA AYNI MİHMALDE DÎNİMİZ ADINA "ÖZELLİKSİZ" BİR TATLIDIR!

 

**Her yıl bu günlerde alışveriş yapılırsa tüm yıl bereketli olur(!)

**Bu niyetle alışverişte en az 7 çeşit ürün alınmalıdır(!)

**Fazla ürün alınırsada tek sayılı olmalıdır(!) (9-11-15 gibi)

**Bunlar sünnettir(!)

**10'uncu günden sonra "AŞÜRE" pişirilmelidir(!)

**Aşüre malzemeleri de sayı olarak en az 7 çeşit olmalıdır(!)

**Pişirilen aşüreye belli sayılarda, belli dualar okunmalıdır(!)

**Piştikten sonra en az 7-9-11 kişiye

 

dağıtılmalı yahut ikram edilmelidir(!)

**Aşüre Hz.Nuh'un gemisinde kalan son erzakları katıp karıştırdığı yemektir(!)

**Aşüre günü verilen sadaka 1000 kat sevaptır(!)

**Aşüre günü gusül abdesti alan o yıl hastalanmaz(!)

**O yıl ölüm uğramaz(!)

**Aşüre pişen ev yanmaz(!)

**Aşüre günü aile efradına harcama yapanın kesesi o yıl darlık görmez, kazancı bereketili olur(!)

Falan...

Filan....

Bu cümlelerin bir kısmı "Hadis" olarak paylaşılanlardan..

 

YOK!!

Bunların hiçbiri yok!

 

Yine tepki alıcam bliyorum..

Ama olmayanı var diyemem..

 

Aşüre günü Muharrem ayının 10'uncu günü olduğundan dolayı adı AŞÜRE GÜNÜ!

 

Şöyle ki:

"Aşure" kelimesi Arapça'da "on" anlamına gelen "عَشَرَة (aşera)" kökünden gelir.

Aşera= sayı olarak 10!

 

Bu kelimenin "عَاشُورَاء (Âşûrâ)" hali ise Arapça'da "onuncu" anlamındadır.

Aşûra= sayı olarak "onuncu"!

 

Muharrem ayının 10'cu günü ise özel bir gün olduğundan bu güne özel, bugünün özellikli bir gün olduğunu anlatmak için

 

"Yevmül Aşûra" denmiştir..

 

Yevm=Gün

Aşûra=Onuncu

Yevmül Aşûra= Onuncu Gün

 

Peki özelliği nedir?

Önce rivayetleri sonra gerçekleri verelim...

 

**Kainat o gün yaratılmaya başlanmış(!)

**Hz.Adem o gün yaratılmış(!)

**Hz. Ademin tövbesi o gün kabul edilmiş(!)

**Hz.Nuh'un gemisi o gün karaya oturmuş(!)

**Hz. İbrahim o gün ateşten kurtulmuş(!)

**Hz. İsmail'i o gün bıçak kesmemiş ve gökten koç indirilmiş(!)

**Kıyamet de o gün kopacakmış(!)

 

**Hz. Musa Kızıl Deniz'i yararak Firavun'dan o gün kurtulmuş(!)

 

Bunların içinden sadece en son yazdığım: Hz.Musa'nın Firavun'dan kurtuluşu o gün gerçekleşmiş!!

 

Ve bu bilgi yine Kur'an da yok!

 

TEVRAT'da var!!

 

Aşüre günü sadece! bu sebeple YAHUDİLER için özel bir gün!

 

PEKİ BİZE NEREDEN GELDİ?

 

Geçen hafta yazmıştım..

Hicrî takvimin başlangıcının Efendimiz'in (SAV) Medine'ye hicreti olduğunu..

 

Oraya gittiğinde; bu günde yani henüz hicri takvim yok iken, "Yahudi takvimi"ne göre "Tişri" ayının 10'ncu günü Yahudilerin oruç tuttuğunu görüyor.. 

 

Neden oruç tuttuklarını soruyor.

 

Ve aldığı cevap: Tevrat'da yazılı olarak;  o günün Hz.Musa'nın kavmini Firavun'dan kurtardığı gün olduğundan dolayı, Yahudilerin şükran günü olarak ilan ettikleri ve şükür niyetli oruç tuttukları...

 

Bunu öğrenince:

 

‘Biz Musa’ya sizden daha yakınız’ buyurmuş ve o günü oruçla geçirmiş.. Müslümanlara da tutmalarını tavsiye etmiş..

(Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyam 113)

 

 

Buradaki "Biz Musa'ya sizden yakınız" ifadesi; İmanın şartlarından olan, kitaplara ve peygamberlere iman olmasından dolayıdır..

Yani; Tevrat'da geçen bir hadise gerçektir, ve bu hadisede bahse konu bir peygamberdir..

Bizim de varlığına iman ettiğimiz bir peygamber!

O peygamber ve yaşadıkları bizim için de (!) özeldir..

"Bizde aynı niyetle şükredebiliriz" mantığıdır..

 

Ancak!

Yahudiler tek bir gün oruç tuttukları için onlardan farklı olabilmek, benzememek adına, öncesi veya sonrası gün ile birlikte 2 yada 3 gün olarak tutulmasını

 

tavsiye etmiştir...

 

Velhasıl...

 

Yukarıda yazdığımız "AŞÜRE GÜNÜ YAŞANMIŞ OLAYLAR" listesinde olanlarda tek bu hadise var!

Ve oruç tutulmasının sebebi de bu!

 

Peki AŞÜRE PİŞİRMEK?

 

O da Hz. Nuh'un gemide kalanları pişirmesinden mi geliyor?

 

MAALESEF HAYIR!

 

Hz.Nuh'un bu şekilde bir yemek pişirdiği vs; ne ayetlerde, ne de hadislerde yok!!

 

Peki nerden çıkmış?

 

 

Tarihçesinde yine Yahudiler var!

Bahsettiğimiz kendi takvimlerindeki Tişri ayının 10'uncu günü oruç tuttuklarında; oruçlu oldukları günü kutsal gün ilan etmiş ve adına "YOM KİPPUR" (KEFFARET GÜNÜ) demişler..

O kutsal günde tutulan oruçta; hayvansal bir gıda tüketmemek, deri bir şey giymemek gibi şartlar varmış..

 

Bu sebeple o güne özel, ama bu şartlara uygun bir yemek  yaparlarmış..

Hayvansal bir şey içermeyen!!

 

Bakliyatlar ve meyvelerle!!

Aşüre gibi?!

 

Gel zaman git zaman...

Efendimiz'in (SAV) "bugünde sizde

 

önceli veya sonralı oruç tutun" tavsiyesine binaen, bu yemek de alınmış ve tatbik edilmeye balşlanmış...

 

Ancak Efendimizin (SAV) "bu yemeği de yapın" tavsiyesi yoktur!

Bu konuya dair tüm hadisler uydurmadır!

 

Efendimiz'in vefatından sonra tatbik edilmeye başlanmış bu yemek yapımı, Osmanlı'ya ulaştığıda bir seramoniye dönüşmüş..

 

Yani günüüzdeki "AŞÜRE" geleneğinin bu hali Osmanlı kaynaklı bir âdet!

 

Ancak bizler her zamanki gibi "ÂDETTEN İBADET" üretmeye meyilli bir toplum olduğumuzdan bunu da almış, benimsemiş ve devam ettirmişiz...

 

 

Haa, bir zararı var mı?

Maksat paylaşmak ise yok...

 

Ama bu tatlıya farklı anlamlar yüklemek..

Pişerken özel duaları varmış demek..

Malzeme sayısını şartlamak..

Dağıtım sayısını hesaplamak..

Onu yaparak bereket ummak..

Yapmayanı ayıplamak vs varsaaa!!! ZARARI VAR!

 

Çünkü o zaman BİD'AT olur!

HURAFE olur!

Kaş yapalım derken göz çıkarmak olur!

 

Aşüre günü yarın!

 

Mümkünse Efendimiz'in (SAV) tavsiyesine uygun oruç tutalım..

 

Bir sonrası gün ile birlikte iki gün..

 

Aşüre yapalım mı?

Yapalım, ama tatlı olarak!

İkram edelim mi?

Edelim, ama kutsallaştırmadan!

 

Komşumuz yaptı, aldık ikram olarak..

 

"ALLAH KABUL ETSİN" denir ya hep.. Diyecek isek diyelim, ama ikramını!

 

"AŞÜRE" kutsal, mübarek vs olduğundan değil...

 

Son olarak "AŞÜRE GÜNÜ" için bir olay rivayeti daha vardır.

 

Bu olay bugüne özel "ikinci" gerçek olaydır!

 

 

KERBELÂ HADİSESİ...

Hz.Hüseyin'in şehit edilmesi..

 

Bugün Şii'ler ve Alevî'ler için de özeldir..

Yıldönümü mahiyetli..

Yas günüdür, anma günüdür..

 

Aslına bakarsak Hz.Hüseyin'in şehit edildiği gün olarak sadece onlara özel olmamalıdır değil mi?

Hz.Hüseyin bizim için de çok özel!

Efendimiz'in (SAV) torunu!

 

O yüzden yarına yani "AŞÜRE GÜNÜ"ne bu gözle bakıp, bu niyet ile de değerlendirmeliyiz..

 

 

Evet; tüm bu bilgilerle yarınki "AŞÜRE

 

GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN" diyeli mi?

 

Diyelim, zararı yok..

Mübarek olsun demek:

Bereketli olsun, hayırlar getirsin demektir çünkü..

 

Rabbim uyanabilerek(!) başladığımız "her yeni günü" bize MÜBAREK kılsın...

 

 VESSELÂM...